II. BÖLÜM
OSMANLI DÖNEMİNDE ATAEYMİR VE ÇEVRESİ
Bölge 1390'da Osmanoğulları egemenliğine girmişse de, Ankara Savaşı'ndan sonra 1402–1426 yılları arası tekrar Aydınoğulları varlıklarını korumuşlar,1426'dan itibaren Osmanlı Devleti'nin egemenliği tamamen kurulmuştur. Bundan sonra Ataeymir, Aydın Sancağı Yenişehir Kazası'nın toprakları içinde yer almıştır.
Resim 2 : Cami-i Kebir (Yukarı Cami)
Yenişehir Kazası bugünün Karacasu çarşısının bulunduğu yerdedir. Yenişehir Osmanlı döneminde 15.yüzyıldan 1840'lı yıllara kadar idarî merkez olarak varlığını korumuştur. Karşıyaka olarak adlandırılan yer ise Karacasu Köyüdür. Bu iki yerleşim yeri 1840'lı yıllarda Karacasu adı altında birleştirilmiştir.Hicrî1261/1845 tarihli Temettüat Defterlerinde Karacasu Köyü ile Yenişehir'in birleştiği görülmektedir.
Karacasu Köyü, Fatih Sultan Mehmet zamanında İstanbul'daki Eyüp Sultan Külliyesi'nin vakıf köyü olmuş,1840'lı yıllara yakın bir zamanda vakıf köyü statüsünden çıkarılmıştır. Ancak bu konuyla ilgili hiçbir araştırma henüz yapılmamıştır.
Osmanlı döneminde Yenişehir kazasının idarî sınırı, bugünkü idari sınırlardan çok genişti. Bugün Denizli ili Tavas ilçesinin Vakıf, Kızılcabölük, Karahisar ve çevresi, Bozdoğan ilçesi Amasya köyü ve çevresi, Kuyucak ilçesi sınırları içindeki Uzgur(Çamdibi), Yamalak, Başaran ve çevresindeki köyler Menderes nehrine kadar Yenişehir kazasının idari sınırları içindedir.
Osmanlı Arşivlerinde15.yüzyıl öncesine ait belge yoktur. Eymir köyüne ait en eski belge, 15. yüzyıldan Fatih Sultan Mehmed zamanından kalmıştır.1470 yılına ait defterdeki bilgiden Eymür köyünün Yıldırım Bâyezid zamanında olduğunu tespit etme dışında, köyün geliri kimin tasarrufunda öğrenebiliyoruz. Osmanlılar 1390'da Aydın bölgesini ele geçirdiklerinde bir tahrir yaptırdıkları kesindir. Bölgenin ilk tahrirlerine ait bu defterler ne yazık ki zamanımıza ulaşmamıştır.
Yerel düzeyde tarihi açıdan değerlendirme yapabileceğimiz sadece mezarlıktaki mezar taşları vardır. Ancak, mezar taşları bu yazılı belgelerle kıyaslandığında yakın zamanlara aittir. Tespit edilebildiği kadarıyla, köyün mezarlığında bulunan en eski mezar taşının tarihi 250 yıl kadar geriye gitmektedir. Muhtemelen köyün ilk mezarlığı başka yerdeydi.
Merkezi yönetimin tuttuğu Tahrir kayıtları devletin belli ihtiyaçları için tutulduğu için bize belli alanlarda bilgi veriyor.1470,1478 tarihli,232 ve 8 no'lu Tahrir defterlerine göre Eymir idari açıdan Aydın Livâsı(Sancak),Gerye(Geyre) Nahiyesine bağlı bir köydür.
Tahmini nüfus hesaplarında Ömer Lütfi Barkan'ın her haneyi 5 nüfus kabul etme tarihçiler arasında genel kabul görmüştür.Ataeymir ve çevresindeki yerleşim yerlerinin tahmini nüfusunu ; hane x 5 = tahmini nüfus, formülü ile hesaplayabiliriz. Bazı tarihçiler, bekâr ve diğer muaf zümreleri de ekleyerek, tahmini nüfusu hesaplamaktadırlar.
1470 tarihli, bu yöre için elimizdeki en eski tahrir defterine göre Eymir ve çevresindeki yerleşim yerlerinin tahmini nüfusları şöyledir:
Yerleşim yeri |
Hane+Bekâr Toplamı |
Tahmini Nüfus(kişi) |
Eymir(Ataeymir) |
48+1=49 |
49x5=245 |
Gerye(Geyre) Nahiyesi |
84+1=85 |
84x5=420 |
Çandır Köyü |
14+1=15 |
14x5=70 |
Gökçeburun Köyü |
30+1=31 |
30x5=150 |
Ozanlu Köyü |
10 |
10x5=50 |
Seki Köy |
42 |
42x5=210 |
Korkoz Köyü |
14 |
14x5=70 |
Kurucakoz(Ataköy)Köyü |
23+1=24 |
23x5=115 |
Mihaliç Köyü(Yeri belirlenemedi) |
46+2=48 |
46x5=230 |
Kerdime Köyü(Yeri belirlenemedi) |
5 |
5x5=25 |
1470 tarihli 232 no'lu Tahrir defterine göre Eymir köyünün vergi gelirlerini toplama hakkı Yusuf ve kardeşi Abdülkadir adlı sipahilere aittir.Vergi gelirleri ise şöyledir:
Vergi adı |
Vergi Miktarı(akçe) |
Resm-i çift |
120 |
Nîm çift |
245 |
Çiftlü kara |
36 |
Caba kara |
110 |
Buğday öşrü |
600 |
Arpa öşrü |
320 |
Darı öşrü |
75 |
Bağ öşrü |
420 |
Resm-i ağnam |
150 |
Resm-i gerdek |
120 |
Seki köy suyundan iki gün iki gece su şerbi var, gelir. |
220 |
1478 tarihinde Eymür köyünün çevresindeki yerleşim yerlerinin vergi haneleri ve tahmini nüfusları şöyledir.
Yerleşim yeri |
Hane+Bekâr Toplamı |
Tahmini Nüfus(kişi) |
Eymür(Ataeymir)Köyü |
60+25=85 |
60X5=300 |
Gerye(Geyre)Nahiyesi |
79+24=103 |
79x5=395 |
Çandır Köyü |
22+12=34 |
22x5=110 |
Gökçeburun Köyü |
39+15=54 |
39x5=195 |
OzanluKöyü |
11+10=21 |
11x5=55 |
Seki Köy |
34+15=49 |
34x5=170 |
Korkoz Köyü |
22+13=25 |
22x5=60 |
Kurucakoz(Ataköy) Köyü |
23+8=31 |
23x5=115 |
Mihaliç(Yeri belirlenemedi) Köyü |
69+24=93 |
69x5=345 |
Kerdime(Yeri belirlenemedi) Köyü |
5 |
5x5=25 |
15. yüzyılda Geyre (Tahrir Defterlerinde Gerye yazılmış) önemli bir idari merkez konumundadır.Tahrir defterlerinde Geyre ile Kıraçlu adlı bir köy birlikte yazılmıştır.Bugün yeri tam olarak bilinmeyen Kıraçlu köyü Geyre'nin çok yakınında bir köy olmalıdır ki birlikte yazılmış olsun.Bu köyün adı 16.yüzyıl defterlerinde de geçmektedir.Ancak 16.yüzyılda Geyre idari merkez konumundan gittikçe uzaklaşmış olmalıdır. Bunu nahiye değil köy olarak defterlere kaydedildiğinden rahatlıkla söyleyebiliriz.
15,16. yüzyılın ilk yarısında Gerye'de pazar kurulduğu birçok dükkanın bulunduğu tahrir defterlerindeki Kıst-ı bâzâr ve İhtisap vergisinden ve dükkan icarının yazılmasından anlaşılmaktadır.Gerye Pazarı'nda bulunan dükkanlardan elde edilen gelirlerin, Kütahya'da bulunan Karagöz Paşa Vakfı'na ait olduğu yine Tahrir Defterlerinde belirtilmiştir.
Çandır köyü, Ataeymir- Geyre arasında devlet yolunun kuzeyinde Sarnıç'ın kenarındaydı.Çandır, mevkî adı olarak hâlâ yaşamaktadır.Gökçeburun ,Ozanlı köylerinin yerleri mevki adı olarak bellidir.Ozanlı köyünün mezarlığı da zamanımıza ulaşmıştır.
Korkoz köyü ise bugünün Seki Köy sınırları içindedir.Eymir yaylasının güney doğusundaki derenin adı Korkoz deresidir.Ayrıca Korkoz arığı vardır.Bu adlar sayesinde Korkoz köyünün yerini tespit edebiliyoruz.
Kurucakoz köyünün şimdiki Ataköy olduğunu ise, 16.yüzyıldaki defterlerden Şeyh Kemâl Zaviyesinin Kurucakoz köyünde olduğunu yazmalarından çıkarıyoruz.
Mihaliç ve Kerdime köylerinin tam olarak yerini belirleyemedim.Yeri belirlenemeyen köyler sadece bunlar değildir.Yenişehir kazasının başka birçok köyü 15-16 .yüzyıl Tahrir defterlerinde adı olmasına rağmen bugüne ulaşamamıştır.
Resim 3 : Kuzeyden Ataeymir´e bakış
Yok olan köylerin yerlerinin tespitinde en önemli belirtiler eski mezarlıklar, ev yıkıntılarıdır.Bu şekilde düşünürsek Ataeymir beldesinin doğusundaki Hamaz Tepesi'nin doğusunda Karyağdı Pınarı'nın batısında bir mezarlığın olduğu bellidir.Eskiden yakınında bir köyün olduğunu söyleyebiliriz.Marulluk mevkiinde de bir köyün olduğu oradaki ev yıkıntılarından bellidir.1930-1940'lı yıllarda ev yıkıntılarının çok net olduğunu konuştuğum yaşlılardan öğrendim.Ayrıca , Palamutluk mevkiinde de bir köy kalıntısı vardır.
Subaşı mevkiinde Geyre-Ören yolunun batısında Yörük Mezarlığı adında bir mezarlık vardır.Bu mezarlığın yakınında bir köyün olduğu söylenebilir.Bundan 30 yıl önce bu mezarlıkta birçok mezar taşı vardı.
Şimdiki devlet yoluyla Ataeymir'den Karacasu'ya giderken Geyre'yi geçtikten sonra Güzelbeyli yol kavşağına varmadan derenin sağ kenarında Çaputlu Mezarlığı vardır.Bu mezarlığın yakınında eskiden mutlaka bir yerleşim yeri olması gerekir.
1478 tarihinde Eymür'ün vergi gelirleri ve miktarları şöyledir.
Vergi adı |
Vergi miktarı(Akçe) |
Buğday öşrü |
900 |
Arpa öşrü |
816 |
Darı öşrü |
15 |
Resm-i zemin |
10 |
Resm-i çift |
1.150 |
Seki köy suyundan iki gün iki gece suyu var, gelir |
220 |
Bu vergi kalemlerinden arpa, buğday,darı yetiştirilen temel ürünlerdir.Ayrıca köylülerin temel uğraşının tarım olduğunu söylemek mümkündür.Seki köy suyu ile ilgili kayıt ise , suyun kullanımıyla ilgili önemli bir ayrıntıdır.
1478 tarihinde Eymür köyünün vergi gelirlerinin yarısı; Hacı Ali oğlu Hasan ve Üveys'in ,yarısı Kara oğlu Ahmed'e aittir.Bu kişiler devletin sipahileridir.
İncelediğimiz diğer iki kaynak, Aydın Sancağı TT.148 no'lu 1528 tarihli mufassal defter ile,TT. 166 no'lu H.937/1530 tarihli İcmâl Defteridir.148 no'lu defter ,Kanunî Sultan Süleyman'ın 1528'de yaptırdığı tahrir sonuçlarını göstermektedir.148 no'lu defterin 650-702 sahifeleri arasında Yenişehir kazasının bilgileri vardır.Bu defterin 654-656 sahifelerinde ise Eymür köyünde yaşayan vergi yükümlüleri ve ödedikleri vergi miktarları yazılıdır.1528 tarihinde Eymür köyünde 125 vergi hanesi, 14 bekâr, 1 imâm vardır.Yıllık ödenen vergi miktarı 3.264 akçedir.
148 no'lu deftere göre Eymür köyünün vergi gelirleri ise şöyledir:
Vergi adı |
Vergi Miktarı(akçe) |
Resm-i çift |
33 |
Nîm çift |
610,5 |
Bennâk resmi |
1044 |
Buğday öşrü |
360 |
Arpa öşrü |
250 |
Taru ve bakla ve burçak ve mercimek ve nohud ve böğrülce ve çavdar vemilâs ve sisam ve sair hububat |
86,5 |
Resm-i zemin |
65 |
Resm-i küvâre |
50 |
Öşr-ü bâğât ve harac-ı bağçe |
150 |
Mahsul-ü yoncalı |
150 |
Resm-i arûsâne |
50 |
Öşr-ü piyaz ve sir ve sair sebzevat |
40 |
Öşrü penbe |
25 |
Resm-i ağnam |
25 |
Öşr-ü âsiyâb |
100 |
Resm-i deştvâni ve cürm-ü cinayet ve yave kaçgun ve sair tayyarat |
100 |
Öşr-ü ........... |
25 |
Seki köy suyundan ödenen vergi |
150 |
Toplam |
3.264 |
166 no'lu defterde Yenişehir Kazası'nın sonuçları toplu olarak yazılıdır.Bu defterde Eymür'deki Mehmed Büksüz zaviyesi ve taşınmazları ayrıca belirtilmektedir.
Aşağıda 166 no'lu defterden, Aydın Sancağı'nın bazı yerleşim yerlerinin hane sayıları ve tahmini nüfusları verilecektir.Böylece geçen uzun zaman içinde, yerleşim yerleri nüfus olarak nasıl değişmiş sayısal verilerle kıyaslama yapılması hedeflenmiştir.
Yerleşim Yeri |
Vergi Hanesi |
Tahmini Nüfus(kişi) |
Nefs-i Güzelhisar(Aydın)Kazas |
90 |
90x5=450 |
Nefs-i Nazilli |
327 |
327x5=1635 |
Nefs-i Sultanhisarı Kazası |
104 |
104x5=520 |
Nefs-i Köşk |
45 |
45x5=225 |
Kuyucak Köyü |
94 |
94x5=470 |
Nefs-i Bozdoğan Kazası |
96 |
96x5=480 |
Nefs-iYenişehir Kazası |
29 |
29x5=145 |
Karacasu Köyü |
272 |
272x5=1360 |
Geyre ve Kıraçlu Köyü |
78 |
78x5=390 |
Eymür Köyü |
125 |
125x5=625 |
Çandır Köyü |
32 |
32x5=160 |
Gökçeburun Köyü |
29 |
29x5=145 |
Ozanlu Köyü |
26 |
26x5=130 |
Seki Köyü |
45 |
45x5=225 |
Korkoz Köyü |
11 |
11x5=55 |
Kurucakoz Köyü |
23 |
23x5=115 |
Mihaliç Köyü(Yeri belirlenemedi) |
45 |
45x5=225 |
Kerdime Köyü(Yeri belirlenemedi) |
6 |
6x5=30 |
Resim 4 : Ataeymir - Aphrodisias - Karacasu yolu
Diğer kaynağımız Aydın Evkâf Defteri'nin tarihi 17.yüzyıl(H.1029-1065/M.1619-1654) olarak belirtilmekle birlikte içindeki bilgilerin bazıları 166 no'lu İcmâl defteri ile aynı olması, 1528 sayımlarının kopyası olduğu, ancak daha sonra bazı eklemeler yapıldığını göstermektedir.Ancak bazı konularda daha ayrıntılı bilgiler verilmiştir.Sözü edilen defterin varak133-b-146-a arası Yenişehir kazasıyla ilgilidir.Bu defterde Eymür'deki Mehmed Büksüz zaviyesiyle ilgili şu bilgi vardır:
"Der karye-i Eymür tabi-i Yenişehir
Mehmed Büksüz nam kimesne hal-i hayatında zikr olunan karyede olan damların ve Sinek Deresi'nde bir pare bağı kendü bina eylediği zaviyeye vakf edüp,ayende ve revendeye mahsulat-ı bağdel öşr-ü sarf ola deyü , Yenişehir kadısının hücceti mucebince vakf-ı meşihat olmağın defter-i atikde sebt olduğu üzere uslubu sabık-ı mukarrer idügü defteri cedidde dahi şerh verildi"
Yukarıdaki alıntıda görüldüğü üzere;zaviyenin Mehmed Büksüz tarafından kurulduğu, köyün içindeki dam,Sinek Deresi'nde bir parça bağın gelirinin, gelen geçene hizmet amacıyla vakıf olarak zaviye kuranın sağlığında bağışlandığı belirtilmektedir.Ayrıca Yenişehir kadısının belgesiyle tescil edildiği,eski defterde olan bu bilğinin yeni deftere de geçirildiği yazılmıştır.
Zaviyelerin Osmanlı toplumunda çok önemli yeri vardır.Yerleşim yerlerinin kurulması, insanların sosyalleştirilmesi,eğitilmesi, haberleşmenin sağlanması,dini eğitim sağlama, misafirlari ağırlama vb. birçok görevler üstlenmiş sosyal kurumlardır.Zaviyelerin ayakta kalması için vakıf şeklinde örgütlenmiş, devlet bu kurumları desteklemiştir.
Yenişehir kazası sınırları içinde 16.yüzyılda 9 tane vakfı da olan zaviye vardır.Bunlardan biri Eymür köyündeki yukarıda değindiğimiz zaviyedir.Gerek Eymür'deki ,gerek diger zaviyelerin gelirleri çok değildir.
Yenişehir kazası sınırları içindeki diğer zaviyelerin adları ve bulundukları yerler, şimdiki yer adlarıyla aşağıda gösterilmiştir:
1-Aydın Bey Zaviyesi-Boyasın/Esençay
2-Şeyh Kemal Zaviyesi -Kurucakoz/Ataköy
3-İne Gazi Zaviyesi-Yenişehir/Karacasu
4-Kadı Zaviyesi-Vakıf/Tavas Vakıf köyü
5-Bahşayış Dede Zaviyesi-Mihaliç köyü
6-Derviş Ahmed Zaviyesi-Boyasın/Esençay
7-Ahi Süleyman Zaviyesi-Boyasın/Esençay
8-Derviş Ali Zaviyesi-Boyasın/Esençay
16.yüzyılın bir diğer defteri 1573 tarihli 144 no'lu Tapu Tahrir Defteridir.Bu deftere göre Eymür köyünde 157 vergi yükümlüsü ,4 vergiden muaf, toplam 161 erkek yetişkin kişi vardır.Muaf olan kişinin 2 si kadı, 1'i muhassil, 1'i şehzâdenin adamıdır.Erkek nüfusun 96'sı evli ,65 i bekârdır.Eymir'de bu tarihte tahminen 99 x 5 = 495 kişi yaşamaktadır.Toplam ödedikleri vergi miktarı 9000 akçedir.Bu defterdeki vergiler şunlardır:
Vergi adı |
Vergi miktarı(akçe) |
Resm-i çift |
132 |
Resm-i nîm çift |
181 |
Resm-i bennâk |
828 |
Resm-i mücerred |
390 |
Öşr-ü hınta, keylât 26 , kıymet |
1456 |
Öşr-ü böğrülce ve nohud ve bakla ve sisam ve burçak ve alef ve çavdar ve hububat-ı saire |
495 |
Öşr-ü penbe |
710 |
Öşr-ü bostan |
523 |
Öşr-ü piyaz ve sir ve sair sebzevat |
253 |
Öşr-ü şa'ir, keylât 54, kıymet |
1723 |
Öşr-ü ketân ve kendir ve kenevir |
623 |
Öşr-ü bağat ve harac-ı bahçe ki öşre muâdil ola |
150 |
Öşr-ü meyve |
15 |
Öşr-ü zeytun |
20 |
Öşr-ü ........... |
10 |
Resm-i küvâre |
86 |
Resm-i ağnam |
317 |
Resm-i arûsâne |
120 |
Resm-i deştivani |
250 |
Resm-i zemin-i reaya ve hariç reaya hak elverur |
321 |
Resm-i tapuyu zemin ve ziraat-ı zeminhane |
250 |
Mahsul-u yoncalık |
150 |
Resm-i duhan ve resm-i otlak ve resmi kışlak-ı yörükan-ı kışlakçıyan vire bad-ı heva ve sair tayyarat |
200 |
Nısf-ı cürm-ü cinayet |
83 |
Bu vergi çeşitlerinden, köyde hangi ürünlerin ekildiği ve neler yetiştirildiği belirlenmektedir.
Arpa ,buğday ,pamuk, bakla, nohud, bostan, yonca, börülce, susam,zeytin,kendir, kenevir, keten, soğan , sarımsak,meyve yetiştiriciliği ve bostan ekimi yapılmaktadır.
Bağcılık, arıcılık, çok az küçük baş hayvan yetiştiriciliği yapıldığı da anlaşılmaktadır.
Kışlak vergisi olmasından Eymür'e kışlamak için göçebelerin geldiği anlaşılmaktadır.
Eymür çevresindeki yerleşim yerlerinin 1573'teki adları ve ödedikleri vergi miktarı şöyledir;
Yerleşim yeri |
Vergi miktarı (akçe) |
Gerye-Kırçalu Köyü (birlikte yazılmış) |
30,538 |
Çandır Köyü |
4,500 |
Ozanlu Köyü |
7,954 |
Gökçeburun Köyü |
3,674 |
Seki Köyü |
6,708 |
Korkoz Köyü |
8,068 |
Kurucakoz Köyü/Ataköy |
16,679 |
Mihaliç Köyü(Yeri belirlenemedi) |
3,000 |
Kerdime Köyü(Yeri belirlenemedi) |
6,919 |
17 ve 18.yüzyıllar için elimizde belge olmadığı için bu zaman dilimi için ne yazık ki açıklama yapma imkanımız yoktur.
19.yüzyıl için kaynağımız H.1261/1845 tarihli 2789 no'lu Eymir köyünün Temettüat Defteridir.Bu defterin çok ayrıntılı olması ; bize, önce kullandığımz Tahrir defterlerinden daha çok tarihi malzeme vermektedir.
Temettüat Defterine göre Eymir toplam 175 hanedir.Eymir 157 hane olarak önce yazılmış, sonra 18 kişi daha köy ya da mahalle adı belirtilmeden eklenmiştir.Bu 18 kişi bugünün Palamutçuk köylüleridir.Kişilerin bazılarının lâkaplarından Palamutçuk'lu oldukları anlaşılmaktadır.Demek ki bugünün Palamutçuk köyü ,1845'te Eymir'in mahallesiydi.Palamutçuk köyünün önceden Eymir'in mahallesi olduğunu sözlü olarak Eymirliler ve Palamutçuklular hep söylemişlerdir.Palamutçuk köyü, 19.yüzyılın sonlarında köy statüsüne kavuşmuş olmalıdır.H.1312/1894 tarihli İmam mühüründen Palamutçuk köyünün Eymir'den ayrılarak ayrı köy olduğunu söyleyebiliriz.
1845 tarihli defterde kimin hangi ürünü ektiği,kim kimle ortaklık yapmaktadır,ne kadar ekili tarlası ,kaç arı kovanı , kaç büyükbaş, kaç küçükbaş hayvanı var,sağılı inekten yıllık ne kadar vergi alındığını öğrenebiliyoruz.Sözü edilen defterde 1844 yılında alınan vergiler, 1845 yılı için beklenen tahmini gelirler yazılmıştır.
Yine adı geçen defterden palamut'un önemli bir sanayi maddesi olduğu anlaşılmaktadır.Palamut derinin tabaklanmasında ve boya sanayinde o zamanlar önemli yere sahiptir.Kimin ne kadar palamut tarlası ve geliri olduğu gösterilmiştir.Ayrıca palamutun bir kantarının(19.yy Anadolu'sunda=230,922kg) 20 kuruş olduğu anlaşılmaktadır.Ödenen vergi miktarı içinde palamuttan alınan vergi önemli yere sahiptir.İç ve dış Pazar için önemini 1960 lı yıllara kadar bu bölgede korumuştur
19.yüzyılda bir kültür bitkisi pamuk(penbe) ekimi yaygındır.1845 lerde Eymir ovasında susuz pamuk ekiminin yaygın olması hayli önemlidir.
157 yıl önce de Eymir halkının temel uğraşı tarımdır.Hane sahiplerinden,175 kişiden, 145 tanesinin meslekleri Erbab-ı ziraat olarak gösterilmesi bunun göstergesidir.Köylülerin küçük çiftçi oldukları görülmektedir.100 dönümden fazla arazisi olan sadece iki kişidir.Köyde kara sığır öküz 189, sığır öküz sayısı 22 tanedir.
Buğday'ın dolusu 5 kuruş, arpa'nın dolusu 2,5 kuruş, burçağın dolusu 3,5 kuruş, milâs(mısır)dolusu 4 kuruştur.Her hanenin ödediği öşür miktarından ,öşür miktarını 10 ile çarparak yapılan üretim miktarı bulunabilir.Arpa'nın buğdaydan daha çok yetiştirildiği Temettüat defterinde görülmektedir.
1845' te 13,55,88 no'lu haneler un değirmeni işletmektedirler.Yıllık gelirleri 760 kuruştur. Bu iki değirmenden biri,13 ve 88 hanede yazılı kişilerce ortak işletilmektedir.
Burçak ekimi yaygın değildir.Sadece 17,43,66,70,93,115,122 hane numaralı kişilerin burçak ektikleri görülmektedir.
Milâs(mısır) ekimi de yaygın değildir.Bugünün Palamutçuk köyünde oturan,1,6,7 hane numaralı köylüler ekmektedir.O dönemde darı ekimi de azdır.
Küçük baş hayvanı olan sadece 3 ailedir.Bu aileler temel olarak tarımla uğraşmakla birlikte, ek iş olarak keçi beslemektedirler. 68 hane numarada kayıtlı Molla Ahmed oğlu Ahmed'in 135 keçisi, 98 hane numaralı Halil Dayı Osman'ın 12 keçisi, 115 hane numaralı Çardakçı oğlu Mustafa'nın 30 keçisi vardır.
Sağılı(sağman-sağmal) inekten yıllık 15 kuruş gelir beklenmektedir.İnekler ve öküzler kara sığır cinsindendir.
Katır sadece 3 tanedir.Bunun yanında eşek ve beygir en çok kullanılan yük hayvanlarıdır.Eşek 130, beygir ise 24 tanedir.Öküz,düve,katır,eşek,beygir'den vergi alınmamaktadır.
Bağcılık Eymir'de yaygındır.Bir dönüm bağdan 50-100 kuruş gelir beklenmektedir.
Arıcılık çok önemli olmasa da hayli yaygın görünmektedir.Toplam arı kovanı sayısı 82 dir.Bunların 28 tanesi Palamutçuk köylülerine aittir.
Dokuma işiyle uğraşan 56 hane numarada kayıtlı Macar oğlu Mehmed bin Ömer ve 134 hane numarada kayıtlı Kayalıoğlu İsmaildir.
İplikçilik sadece 151 hane numaralı Halil İmam oğlu Ali'nin yaptığı iş olarak görünmektedir.
Eskicilik yapan 149 hane numaralı Yetim Hafız oğlu Hüseyin'dir.
Köyde aklı tam olmayan 107,148 hane numaralı kişilerdir.
Askerlikten emekli 126,137 hane numaralı kişiler vardır.
Köydeki 5,13,28,41,47,100 hane numaralı kişilerin adlarında kethüda kelimesi geçmektedir.Kethüda Farsça bir kelimedir.Güvenilir, bir yeri idare eden kimse anlamındadır. Osmanlıda askeri ve idari anlamlarda kullanılmaktadır.Osmanlıda 1829'dan önce muhtarlık teşkilatı olmadığı için, köylerde muhtarların görevini yapan kişiler kethüda/kahya olarak adlandırılırdı. Ayrıca bu defterde muhtar belirtilmemiştir. Muhtemelen kethüda unvanlı iki kişi(Muhtar-ı evvel ve Muhtar-ı sani) bu tarihte köyün muhtarlık görevini yerine getirmektedirler.Eymir'de eski alışkanlığın etkisiyle kethüda/kahya denilmeye devam edilmiş olmalıdır.Aynı tarihte Karacasu mahallerinin ve Işıklar köyünün idarecileri Temettüat defterlerinde muhtar olarak yazılmıştır.
Camii Kebir imamından sözedilmesi, köyde camiiden ayrı namaz kılınan mescidlerin olduğunu göstermektedir.Kaynak kişilerin verdiği bilgilere göre, hanönünde ve Mecidiye Mahallesi'ndeki mescidler 1950' li yıllara kadar kullanılmıştır.
Temettüat defteri lâkaplar açısından da önemlidir.Bu lâkaplardan bazıları 1934' te Soyadı Kanunu çıktığında soyadı olarak alınmıştır.Bazıları unutulmuş, bazıları aradan geçen uzun zamana rağmen bugün hâlâ kullanılmaktadır.Nüfüs kütüklerindeki bilgilerin en eskisinin 19. yüzyılın sonlarına ait olduğu düşünülürse, lâkapların önemi iyice artmaktadır. Lâkap ve soyadı olarak kullanıldığı tespit edilebilenler şunlardır:
Lâkaplar |
Soyadı |
Çelebioğlu |
Çelebioğlu ,Çelebi,Tuna |
Bayraktaroğlu |
Bayraktar |
Simavlıoğlu |
Bozkurt |
Hatipler |
Demirel |
İnce Mehmetoğlu |
İnceoğlu |
Beygircioğlu |
Beygirci |
Hacı Tülüler |
Tülü, Çiyanlı |
Tuğsuz |
Girgin,Tüysüz |
Kabakçıoğlu |
Kabakçıoğlu |
Sağırlar |
Gaga |
Çardakçılar |
Çardak,Çardakçı,Durmaz,Gezgin,Duman |
Kasapoğlu |
Gündoğdu |
Küpçü |
......... |
Molla Ömeroğlu |
Bozoğlu |
Bekaroğlu |
........ |
Baltalıoğlu |
Baltalı |
Gümüşoğlu |
Gümüş |
Topsakaloğlu |
Topsakal |
Kayalıoğlu |
Alkan |
İmamoğlu Molla Osman |
Belaşan |
Hacı Bekiroğlu |
Özdemir,Bayer |
Uzun İsmailler |
Gaga |
Uzun Aliler |
Selçuk |
Küçük Hacı |
Serin, Karataş, Bir |
Ömer Kahyaoğlu |
Karakaş, Kayhan |
Kaçaroğlu |
Özgen |
Kel Mehmetoğlu |
Doğan |
Kel Ahmetoğlu |
Kaba |
Mestan Aliler |
Dirik |
Yılancıoğlu |
Gülgen |
Solakoğlu |
Solak |
Dayıoğlu |
Yalabık |
Demirayakoğlu |
Demiralan |
Kazak Ömeroğlu |
Toker, Kavaklı |
Mehmetce oğlu Mehmet |
Kazancı |
Deli Yusuf oğlu |
Acar |
Bekir Kahyaoğlu Kör Bekir |
Görmez |
Hacı Hasanoğlu |
Çetin |
Hacı Ömeroğlu Ali |
Yağcıoğlu |
Eskicioğlu |
Başalan |
Kel Mehmet oğlu Mustafa |
Dalğıç |
Hacı Ahmet oğlu İsmail |
Gökdemir,Çam |
Ciğerci oğlu Ömer |
Ciğer, Pehlivan |
Ekşi oğlu Ahmet |
Ekşi |
Benli oğlu |
Turgut |
Çırakkeloğlu |
Yıldırım,Bozhöyük |
Ömer Kahyaoğlu Osman |
Coşkun |
Sarı Hüseyinler |
Sarı,Keser |
Ebicekli oğlu İsmail |
Çandır |
Deli Bekir oğlu |
Yenice |
Kırlı Ali oğlu Hacı Hasan |
Bozkır, Akbaş |
Azmanoğlu Molla İbrahim |
Belge |
Abacıoğlu |
Düzalan |
Halil Dayıoğlu Mustafa |
Olgun |
Deli Hüseyinoğlu Hasan Hüseyin |
Gök |
Ömer Kahyaoğlu Mustafa |
Germe |
Topal Hasanlar |
Akçura |
Demircioğlu |
Aslan |
Molla İsmail oğlu Çiyan Hasan |
Yalçın |
Koca Delioğlu Hüseyin |
Çevik |
Koca Ömeroğlu Süleyman |
Serin |
Hasan Kahyaoğulları |
Kerman |
Koca Hasanoğlu Ali Osmanlar |
Çakmakçı |
Hacı Ali oğlu Ali Molla |
Uğur |
Hacı Ömeroğlu |
Erçetin |
Hacı Efendiler |
Çam |
Kırlıoğlu |
Kırtaş |
Taktaklar |
Taktakoğlu |
Hacı Ömeroğlu |
Yanık, Dönmez |
Kırlı Ali Süleyman |
Gündeay |
Kırlı Ali Sadık |
Ünal |
Gedik Aliler |
Çelik |
Kocaeseler |
Altınöz, Altıntaş,Özbilen |
Tuzcular |
Karaisli, Altınyıldız |
Yoğurtçular |
Tungut |
Okkalıoğlu |
Okkalı |
Osmanlı dönemi belgelerinde Eymir'de medreseyle ilgili bilgiler yoktur.Sadece 1470 tarihli defterde bir kişi muallim olarak yazılmıştır.1845 tarihli Karacasu kazasının Temettüat defterlerinde Karacasu merkezinde ve Işıklar köyünde bazı kişilerin unvanlarının muallim olarak yazılmasından, bu yerleşim yerlerinde1845'te medrese olduğu yargısına varabiliriz.
Eymir'deki bazı insanların Molla, Şeyh, Fakih unvanıyla Tahrir defterlerine yazılması okuryazar olduklarının göstergesidir.Ancak eğitimlerini nerede aldıklarını belirleyemiyoruz.Kaynak kişiler Cumhuriyet devrinde de okul olarak kullanılan Yukarı Camiinin kenarında bulunan odaların Osmanlı devrinde medrese olarak kullanıldığını, hocalığını ise camii imamının yaptığını yaşlılardan duyduklarını belirtmişlerdir.Medrese resmi bir kurum olmanın ötesinde köydeki erkek çocukların okuma yazma ve namaz duası öğretildiği bir yer olmalıdır.
NOT :
Okulumuz mezunlarından Sayın Av. İsa ÖZBİLEN´in "Ataeymir Tarihi Tarih- Kültür 1390-2008 " adlı kitabından yazarın izniyle alınmıştır.